Kuşkusuz Onur Hoca’yı anlatmak için bugüne kadarki yaşam öyküsünde düşünceleri ve eylemiyle kendini ifade ettiği, kimliğiyle bütünleşen halk sağlıkçılığı ve bir hekim örgütü olan Türk Tabipleri Birliği’ne en önde yer vermek gerekir.
Ama önce Onur Hamzaoğlu’ndan “Onur Hoca”lığa dönüşen akademik seyri bilinmelidir.
1961 yılında Ordu’da öğretmen bir anne ve babanın çocuğu olarak dünyaya gelen Onur Hamzaoğlu’nun “Onur Hoca” olma süreci tıp fakültesini/hekimliği seçmesi, Gülhane Askeri Tıp Fakültesi’nde tıp diplomasını, daha sonra halk sağlığı alanında uzmanlığını almasıyla başladı. Ardından Hacettepe Üniversitesi’nde epidemiyoloji alanında yan dal uzmanlığını tamamladı, GATA’da epidemiyoloji yardımcı doçentliğini ve halk sağlığı doçentliğini aldı ve 2002-2016 yılları arasında ise Kocaeli Üniversitesi’nde halk sağlığı profesörü olarak görev yaptı.
TODAİE’de konuk öğretim üyeliği de yapan Hamzaoğlu, Gülhane Askeri Tıp Fakültesi, Yüzüncü Yıl ve Kocaeli üniversitelerinde anabilim dalı başkanlığı gibi idari görevlerde bulundu. Tıpta uzmanlık ve farklı alanlardaki yüksek lisans tezlerine danışmanlık yaptı, lösemiden tedavi protokollerine, sanayi-çevre sağlığı ilişkisinden aile planlamasına, yoksulluktan biyo-eşdeğerliliğe kadar çok çeşitli araştırma projelerinde; yürütücülük yaptı. Epidemiyoloji ve araştırma teknikleri başta olmak üzere, halk sağlığının çeşitli alanlarında yüzlerce kurs düzenledi, sanayi ve çevre sağlığı, sağlık politikaları, sağlıkta eşitsizlikler gibi yine halk sağlığının farklı alanlarında bilimsel sunumlar yaparak, bu ülkenin sayısız kurumuna yıllarca sayısız katkılar sundu.
Özellikle Sanayi-çevre sağlığı ilişkisini ortaya koyan bilimsel çalışmaları nedeniyle, farklı bilimsel ve akademik özelliğe sahip farklı kurumlar tarafından uluslararası düzeyde Green Prophet 2011 Çevre Kahramanı, ulusal düzeyde Nusret Fişek Halk Sağlığı, Hasan Balıkçı Onur Ödülü, Araştırma Etiği Ödülü’nün yanında, İşyeri hekimliği stajlarının tıp fakültesi işçi sağlığı eğitimi için özgün bir model oluşturan araştırmacılardan birisi olduğu için Dr. Nejat YAZICIOĞLU İşçi Sağlığı Ödülü’nü aldı. Ulusal ve uluslararası hakemli dergilerde ve kitaplarda sadece listelenecek olsa bile sayfalar alacak çok sayıda yayın yaptı.
Prof. Dr. Hamzaoğlu’nun üyesi olduğu ulusal düzeydeki meslek, sağlık ve sosyal bilimler kurumları ile platformlar arasında şunlar bulunuyor: Kocaeli Tabip Odası, HASUDER (Halk Sağlığı Uzmanlık Derneği), Türk Hematoloji Derneği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, TSBD (Türk Sosyal Bilimler Derneği), SAV (Sosyal Araştırmalar Vakfı), Karaburun Bilim Kongresi ve KHK (Kanun Hükmünde Kararname) ile ihracının ardından kurucusu olduğu Kocaeli Dayanışma Akademisi ve Halkların Demokratik Kongresi. Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu 2011 yılından bu yana IAHPE (International Association of Health Policy in Europe) adlı uluslararası kuruluşun Yönetim Kurulu üyeliğini yürütüyor.
Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, kısaca paylaştığımız akademik birikimiyle yaşamını halkın sağlığına adamış çok değerli bir bilim insanı, sağlık bilimleri ile sosyal bilimler arasında disiplinler arası çok önemli köprüler kurmuş bir araştırmacı, halkların ve emekçilerin hakları ve özgürlükleri için yıllardır mücadele veren bir aktivisttir. Eşitsizlik gibi bir çok insanın kaçtığı yakıcı sorunları kendisine çalışma alanı haline getirmiş̧ ve bilgiyi toplumsallaşması için üretmeyi en büyük görev saymıştır. Akademik ve bilimsel çalışmalarını toplum için toplum içinde yürütmeyi kendisine esas edinmiştir.
Onur Hoca bilim insanı olarak çabasının yanı sıra, akademi dışında toplumun sağlığı için kolektif akıl ve eylemle müdahale zemini olarak 1990’ların başından bu yana kesintisiz Türk Tabipleri Birliği (TTB)’nde yer almıştır.
TTB, Onur Hamzaoğlu’nun asıl adresidir dersek, diğerlerine haksızlık etmiş olmayız. Çünkü aynı zamanda yetiştiği okuldur. Emek verdiği demokratik kitle örgütüdür. Toplum için bilim ürettiği bir okuldur. TTB hekimlerin özlük hakkı kadar, halkın sağlığını önceleyen bir örgüttür ve bu özelliği Hamzaoğlu ve onun gibi hekimler sayesinde yıllardır başarı ile ayaktadır; TTB’nin bir ‘sivil toplum örgütü’ ya da bir ‘lonca derneği’ olmak yerine, toplumcu bir demokratik kitle örgütü olmasını ve böyle kalmasını sağlayan en önemli kişilerden biridir. Hamzaoğlu, TTB’yi Türkiye’nin emekçi mücadelesinin önemli bir bileşeni kılma çabasında olmuştur. Bir hekim örgütü olarak TTB, hekim hakları, özlük hakları gibi alanların yanında, Türkiye’nin eşitlik, özgürlük ve demokratikleşme mücadelesine adres olmuş, saygın bir örgüt ise bunda Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu’nun da eşsiz katkıları vardır. Halkın ve emekçilerin sağlığında onun üretim ilişkileri ile bağının kurulması, eşitsizliklerle, ayrımcılıkla mücadele etmeden herkese eşit, nitelikli, parasız ve ulaşılabilir kamusal sağlık hizmetinin savunulamayacağının özümsenmesi, TTB’nin Türkiye’nin işçi hareketleriyle birlikte davranmasını sağlamıştır. Bu hattın oluşturulmasında, geliştirilmesinde ve sürekli kılınmasında Onur Hamzaoğlu’nun adanmışlığı vardır.
Onur Hoca’yı Türkiye kamuoyu özellikle Dilovası (Kocaeli)’nda sanayinin çevre ve insan sağlığı üzerine yürüttüğü araştırmalarıyla yakından tanımıştır. Açık söylemek gerekirse 1990’lardan başlayarak biriktirdikleri/yaptıkları ve paylaştıklarıyla “rahatsızlık verdiği” halk sağlığı düşmanlarının Onur Hamzaoğlu’nu hedef tahtasına koymaları ve bugünü vesile bilmeleri Dilovası araştırma sonuçlarında somutlanmıştır. Neredeyse son 10 yıldır her zaman hedef tahtasındaydı ve Onu hapse atmak, mesleki unvanını elinden almak, “şarlatan” olarak göstermek istediler. Marmara’daki sanayi bölgesinde yaşayan yüz binlerce insanın Türkiye ortalamasının üç katı bir hızla kanserden ölmesi, annelerin sütünden bebeklerin kakalarına kadar ağır metallerin bulaşması onları ilgilendirmiyordu. Kârlarını kısmamak, hiçbir önlem almadan bebekleri ve yetişkinleri zehirlemeye devam etmek için Onur Hoca’yı devreden çıkarmak istiyorlardı. Fakat bu komploların hepsi onun sağlam bilimsel araştırmasının duvarlarına çarparak parçalandı, Onur Hamzaoğlu kendisine karşı açılan her davayı kazandığı gibi ona “şarlatan” diye bağıran yerel yöneticileri de mahkûm ettirdi. (Bu çok önemli olayla ilgili ek bilgiler için bkz. www.onurumuzusavunuyoruz.org)
Onur Hoca halk sağlığına bütünlüklü bakan, bu tutarlılıkla sözünü ve eylemini doğallıkla ifade eden bir bilim insanıdır. Bu nedenle yaşadığımız topraklarda yıllardır insanımızı en çok öldüren, sakat bırakan, yoksullaştıran… kısacası her anlamda tüketen silahlı çatışma ortamının da bir an önce sonlanması, silahların susması için tutarlı her halk sağlıkçı gibi bir barış aktivisti olarak elinden geleni yapıyordu. Bu anlayışla “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı savaş değil, özde barış isteyen metnin 2000’i aşan imzacısından birisi oldu. Ne yazık ki 1 Eylül 2016 tarihinde çıkartılan 672 sayılı KHK ile onu işinden ederek, bu değerli bilim insanının halkın sağlığına katkı sunmasının önüne geçmek istediler. Buna rağmen Onur Hamzaoğlu, OHAL koşullarında akademik, bilimsel ve toplumsal, siyasi mücadelesini sürdürdü, halkın sağlığını ve sağlığının vaz geçilmez ön koşulu olan barışı her yerde savunmaya devam etti. Kocaeli Dayanışma Akademisi’nin kurucuları arasında yer aldı ve Dayanışma akademilerine emek vermeyi ve onlara katkı koymayı amaç edindi.
Bu anlayışla, son yıllarda bilim dünyasının, çevre ve halk sağlığı mücadelesinin çok önemli bir kamusal simgesi olan Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, siyasi alanda da aktif bir hak savunucusu olarak, 2011 yılından beri içinde yer aldığı Halkların Demokratik Kongresi’nde 2017 yılından itibaren, eş sözcülük görevini üstlendi.
Onur Hoca HDK eş sözcüsü olmasına rağmen, 30 Ocak 2018 günü bütün işini gücünü bırakarak Ankara’ya TTB binasına geldi: TTB Merkez Konseyi üyeleri “Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur” başlıklı basın açıklaması nedeniyle gözaltına alınmıştı!
TTB’li kimliğiyle, toplumcu, demokratik, laik, eşitlikçi, bağımsız, özgür, savaşsız ve sömürüsüz bir dünya ve Türkiye isteyen, toplumun sağlık hakkı temelinde hekimlik değerleri ve hekim hakları savunucusu hekimleri yetiştiren bir okulun öğrencisi olarak 30 Ocak’ta “sıralardaki” yerini aldı. 5 Şubat akşamına kadar hemen hiç ayrılmadı, deyim yerindeyse bir hafta boyunca TTB’de yattı; Onur Hoca TTB MK üyeleri gözaltından çıkana kadar TTB’deydi.
Bu çabası da çok dikkat çekmiş olacak ki, benzer gerekçeyle, yani barışı savunduğu için, 4 Şubat tarihinde yapılan, HDK basın açıklaması gerekçesiyle HDP 3. Büyük Kongresi’nin öncesinde tüm ülkede gerçekleştirilen operasyon dalgasında 9 Şubat’ta gözaltına alındı, 17 Şubat’ta tutuklandı.
Bu tutuklamayı yalnızca muhalefete göz dağı vermek olarak görmek eksik olur, söz konusu olan, aynı zamanda ve her şeyden önce, kâr hırsıyla çevre kirliliği ve halk sağlığı sorunlarını görmezden gelenlerin rövanşıdır.
Hamzaoğlu, asbestin öldürücü zararlarını ortaya koyduğu için yıllarca kovuşturulan, fakat bugünkü asbest yasaklamalarının kurucu babası olan Amerikalı doktor Irving Selikoff’a atıfla “Türkiye’nin Selikoff’u” olarak adlandırılıyordu. Nasıl asbestin öldürücü etkisini açığa çıkardı diye hayatı cehenneme çevrilen Dr. Irving Selikoff bugün evrensel bir insanlık kahramanı ise Dilovası bulgularının ışığında TBMM Araştırma Komisyonu raporunun mecliste tartışılmasını sağlayan Onur Hamzaoğlu’nun kişiliği de bütün akademisyenler ve bilim insanları için bir bayraktır. Onur Hoca gibi halkın sağlığını savunan bir doktorun sözde terör soruşturmalarının hedefi yapılması hiç kimseyi inandırmıyor.
Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu ve keyfi gerekçelerle hapse atılan yazar, gazeteci, bilim insanı, akademisyen ve aktivistlerin biran önce serbest bırakılmalarını istiyoruz.
Halkın ONUR’u vardır!
Özgürlüğünden Yoksun Bırakılmasından 160 Gün Sonra
Onur Hamzaoğlu
TAHLİYE OLDU !
4 Mesaj
Onurumuzu Savunuyoruz. Onur Hoca halkın vicdanıdır…
Ülkemizin yüz akı bilim insanlarından, yıllarını halk sağlığına adamış, iyi hekimlik değerlerinden asla vazgeçmemiş, halkın doktoru sevgili Onur Hamzaoğlu en erken sürede özgürlüğüne kavuşmalıdır.
Ülkemizin yüz akı bilim insanlarından, yıllarını halk sağlığına adamış, iyi hekimlik değerlerine daima sahip çıkmış, halkın doktoru sevgili Onur Hamzaoğlu en erken sürede özgürlüğüne kavuşmalıdır.
Yaşanabilir bir dünya için Onur Hamzaoğlu’na özgürlük.